Girişimcilik Felsefem
4 yıldır genel olarak ifade etmek gerekirse girişimcilik gecem gündüzüm olmuş durumda. Bu durumdan fazlasıyla memnunum. Bildiğiniz üzere nereye gittiğinizi biliyor olmak gidiyor olmaktan daha önemli. Genel hatlarıyla “Girişimcinin ‘lik’ Eki” adlı yazımda bakış açıma bir giriş yapmış olsam da gün içerisinde çevreme aktardığım görüşlerimi not etmeye çalışıyorum. Bu sefer madde madde ve eksiklerim, unuttuklarımın olacağını bilerek bu düşüncelerimi sizinle de paylaşmak istedim. Hadi başlayalım!
- Yaptığın iş modelinin neye uyduğu hiç önemli değil ister B2B ister B2C ister B2Z adı her neyse. Önemli olan tek şey müşterilerinizin ihtiyaçları.
- Ne iş yaptığımızdan daha önemli olan kimle ve nasıl iş yaptığımızdır.
- İşten ziyade iş ve çalışma kültürünü bilmeyenlerle birlikte bir iş yürütmek her zaman zordur.
- İşteki konumunuzu ve rolünüzü ekibinize her anlamda yansıtmalısınız.
- Bir startup ilk aşamada minimum 3 ila maksimum 4 kişi olmalıdır. 3–4 kişi demememin sebebiyse şu; ‘Business’, ‘Software’, ‘Design’ üçlüsü olmazsa olmaz. 4. kişi ise işiniz özelinde olması iyi olacak opsiyonel karakter. Bu bir girişime başlarken olması gereken yapı ilerleyen zamanlarda ihtiyaçlar ve iş yükünüz dahilinde büyüyebilirsiniz.
- İşiniz hakkında müşteri sunumunda veya bir partnerlik görüşmesinde asla büyük konuşmayın.
- Bir karar almadan önce almış gibi yapıp bu kararı iki gün sonra tekrar değerlendirin.
- Yeni bir girişime başlarken başlayacağın kişiler bu dünyanın getirdiklerini biliyor ve adapte olabiliyor olmalı. Bunlar; mvp, lean startup metodolojisi vs. Kısacası sadece senin bu konu hakkında yeterli bilgiye sahip olman yeterli değil.
- Müşteriye sunulan temel değerleri iyi ayır ve özelleştir. Bu değerler; Verimlilik — Kolaylık(Rahatlık) — Basitlik(Yalınlık) — Gelişim — Güvenlik — Çevreye katkı — Zevk ve Eğlence — İmaj — İş İlişkisi Sıcaklığı
- Hızlandırıcıların, yarışmaların ve bu tarz birçok organizasyonun sadece adı var. İçleri boş. Başvuru ve eğitim peşinde koşarak zaman kaybetme.
- Ekip kurmak için acele etme. Yetenekleri ölç, insanlığa her şeyden daha çok önem ver. Oryantasyon sürecini unutma. Yeterli motivasyon > tüm zorluklar.
- Raporlama şirketin sürdürülebilirliğinin takibi ve yeni kişiler dahil olduğunda geçmişi görmek adına daha iyi ve zaman kazandırıcı olacaktır.
- Yatırım almak hiçbir zaman başarı değildir. Asıl başarı ‘traction’ ve ‘müşteri memnuniyeti’. Pazar-ürün uyumu yakalanmadığı sürece başarı elde etmeye başlamış sayılmazsınız.
- Maksimum 3 düzenli mentörün olması önemli ama sözde mentörlerden kaçmakta fayda var.
- Eğer sağlığınızın kötü olması veya kötüye gitmesi yaptığınız işi etkiliyorsa gerekirse her şeyi bırakıp sağlığınızı iyi kılmanız gerekiyor.
- Spor gibi stresinizi atmanızı sağlayacak şeylerden bazıları programınızda mutlaka olmalı. Bu tip aktiviteleri asla ama asla zaman kaybı olarak görmeyin.
- Learn-Earn-Return bu süreci hayatınızın her evresinde daim kılın. Bu çevrenizden öğrenmenizi, çevrenizle kazanmanızı ve çevrenize aktarmanızı da sağlayacaktır.
- Bir müşteri edinmek için harcanılan para < Bir müşterinin bize ödediği para. Bu önermeden daha önemli bir önermeden bahsetmek gerekirse: Bir müşteri edinmek için harcanılan zaman = Bir müşterinin bize ayırdığı zaman.
- Kurduğunuz düzen siz olsanız da olmasanız da kendi dinamiğiyle devam edebiliyor olmalı. Sürdürülebilirlik bu noktada başlıyor. (Hit by the bus)
- Hiçbir düşünceyi, metodoloji veya yöntemi doğrudan kabul etmeyin. Her şirketin karakteri ve yapısı farklıdır. Tüm süreç ve seçimlerinizi şirketinize göre evrilterek yeniden tasarlayın.
- Sizi yaptığınız işte tatmin edecek şeyin ne olduğunu belirleyin ve bireysel kariyer yolculuğunuzda bunu geliştirmek için çalışın!
- Müşterilerinize yaşattığınız deneyim geliştikçe ve iyileştikçe onlar müşterilerinizden öte olmaya başlayacaktır.
- Tasarım ve tasarım sistemleri herhangi bir işin herhangi bir sürecinde en kilit noktadır ve bu kilidi işiniz özelinde açacak kişi sizsiniz.
- İyi bir takımın (bknz. grup veya ekip demiyorum.) en belirgin özelliği birbirlerine güvenmeleri ve birlikte gülebilmeleridir. Karşılarına çıkacak zorluklar kendiliğinde aşılacaktır.
- Ve tüm bu deneyimleri yaşayabilmenin ilk adımı ‘’harekete geçmek’’tir.
Bu ekosisteme dahil olduğumu hissettiğim ilk andan bugüne kadar herhangi yol göstericim olmadı. Kendi kendimin aydınlatıcısı oldum ve her geçen gün daha iyiye koştuğumun farkındayım. Ancak temennim şu ki bu serüvenin henüz başında olanlar elimden geldiğince ışık tutabilmek bu yüzden OLYX adını verdiğim ve düzenli içerik paylaşımı yaptığım bir grup kurdum ve Türkiye’deki farklı kişi ve girişimlere deneyimlerim, süreç ve zorluklar hakkında aktarımlarda bulunuyorum. Siz de deneyimlerinizi yorum olarak bırakırsanız katlanarak artabiliriz. Son olarak ulu önderimiz Atatürk diyor ki:
Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her mahlûk için tabii bir halettir, fakat insanda yorgunluğu yenebilecek mânevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.